|
Hakkımızda |
Aysun Akçalı Kimdir?
Hayatımın uzun bir döneminde İngiltere’nin Oxford şehrinde yaşadım. O dönemleri, ‘Yarı uykuda, yarı uyanık’ diye tarif etmek daha doğru sanırım. Geçen bu yıllarda hayatıma giren herkese bana yaşattıkları tüm deneyimler için şükran doluyum. 2012’de içsel bir çağrı ile doğduğum topraklara; İzmir’e dönmem gerektiğini hissettim. Ancak o dönem bunu gerçekleştirmek için adım atmaya pek de gönüllü değildim. Dolayısı ile ‘sistem’ benim yerime ‘o’ büyük adımı atabilmem adına destek oldu ve deyim yerindeyse beni pamuklara sarararak kısa bir süre içerisinde anavatanıma dönmemi sağladı. Hikayem ise aslında Türkiye’ye kesin dönüş yaptıktan sonra başladı diyebilirim. İlk günler Seraphim BluePrint, Reiki, Ra Sheba gibi şifa çalışmalarının eğitimlerine katıldım. Ve aslında çok sonraları idrak ettim ki; benim bu dünyaya geliş amaçlarımdan biri de yaradan tarafından hediye edilen, büyük atalarımdan bana miras kalan ellerimdeki şifa enerjisini başkalarına aktarmaktı. Dedim ya ‘Yarı uykudaydım.’ Olağanüstü güçlere inanmayan, ‘rasyonel’ birisinin bu tür çalışmalara katılması ve kendisine sunulan hediyeleri görüp, kabul etmesi elbette bir süreç alıyor. Aradan geçen onca yılda, birçok farklı ekolden aldığım eğitimler sonucu, artık bunu sevgiyle kabul edebiliyorum ve ‘Evet, ben bir şifacıyım’ diyebiliyorum.
“Sadece karanlık gecenin rahminde güneş gelişir. Sadece karanlık gece vasıtasıyla sabah gelir.” Kendi karanlığımızın içinden cesurca geçemediğimiz sürece yaptığımız her eylemde bir eksiklik hissederiz. Heyecanla bir şeyler yapar, mutlu olmaya çalışır ve hatta belki kısa bir süreliğine mutlu da oluruz ancak içeride bir yerlerde bir şey hep bizi rahatsız eder. ‘Eksiklik’ olarak tanımlayabileceğimiz bu his ancak gerçek kimliğimizle yüzleştiğimizde ve kendimizi olduğumuz halimizle kabule geçtiğimiz zaman ‘dönüşür’ ve işte o zaman bitmeyen bir mutluluk haline kavuşur. Baktığımızı görür, gördüğümüzü hisseder, hissettiğimizi algılamaya başlarız. Bu hale dönüşebilmek için kendimizle çalışmamız şarttır. Buna farkındalık yolculuğu denir. Bunun elbette birçok yönetimi vardır. Tek kural yoktur. Sana neyin iyi geldiğini en iyi yine sen bilirsin. Kendi karanlığımın içinden geçerken benim yol arkadaşlarım; Kundalini yoga, nefes, meditasyon ve bir takım enerji çalışmaları oldu. Yanı başımda ihtiyaç duyduğum her an kullanabileceğim bir kriyam, nefesim ve meditasyonum vardı. Bunları günlük rutinime ekleyerek ve ihtiyaç duyduğum her an destek alarak çok daraldığım, nefes alamadığım, ‘Hayat benimle ne derdin var?’ diye sorduğum zamanlarda o alandan beni bu destekçilerim çıkardılar. Hepsi bu değil tabii ki.
Tüm bunların kolay olduğunu elbette iddia etmiyor çünkü içinden geçtiğim bir karanlık vardı, doğru. Ama karanlığın sonu aydınlık. Tünelin sonundaki ışığın ne kadar parlak ve şifalı olduğunu sizlere aktarmak için can atıyorum. Eğer sende benim gibi, ‘BEN KİMİM?’ sorusunun peşine düştüysen ve desteğe ihtiyacın varsa, senin için buradayım. Otantik olabilmenin tek yolu kendi deneyiminin içinden bilinçli olarak geçebilmek ve bu yolda ilerlerken çekinmeden destek alabilmekte gizli. Bu yolda bende varım ve kendi öğrendiklerimi seninle paylaşmaya hazırım. Aysun Akçalı, Sevgi ve şifa ile…
|